Are you over 18 and want to see adult content?
More Annotations

A complete backup of faktencheck-gesundheit.de
Are you over 18 and want to see adult content?

A complete backup of metaboliccrossfit.com
Are you over 18 and want to see adult content?

A complete backup of mymommystyle.com
Are you over 18 and want to see adult content?
Favourite Annotations

A complete backup of howtoearntrick.blogspot.com
Are you over 18 and want to see adult content?

A complete backup of while-were-young.com
Are you over 18 and want to see adult content?

A complete backup of lyellcollection.org
Are you over 18 and want to see adult content?

A complete backup of razorwisconsin.com
Are you over 18 and want to see adult content?

A complete backup of ambientdigitalgroup.com
Are you over 18 and want to see adult content?
Text
adım.
- Kitapçı amcanın kitap kahvesi (buradan kablosuz bağlantı kullanabilirsiniz): Rendez-vous Cafe Literario y Restaurant, Patricio Lynch, 271, Iquique, Chile. Telefon: 417 351. (Otel ve kahve numaralarının 6 numaralı olması, kentin büyüklüğü/küçüklüğü ile ilgili bir fikir verebilir belki.) “BENIM HÜZÜNLÜ OROSPULARIM” Sabah çantaları yüklenip terminale yürüyorum. Kitapçı amcanın dergahı, yol üstünde. Kapı kapalı; tam ayrılıyorum ki, kapıyı açıyor. Birlikte çay içiyoruz, sonra taze yaptığı elma, guava ve avokado karışımı bir meyve suyu. Giderayak sohbet yine keyifli, amcayla. Konumuz, Gabriel Garcia Marquez ve onun yıllar önce bana armağan edilmiş kitabı: ‘Benim Hüzünlü Orospularım’ (Memoria de mis putas tristes). Ben bu kitabı sevmemiştim. Marquez gibi bir usta için basit bulmuştum. Şimdi konu, bu; ve “kitaptaki kişiliğe benziyor musun?” diye soruyorum, birlikte kopuyoruz. :) Amcanın doğum günüymüş dün. 73’üne basmış. Eşi, Kanada’ya kardeşini görmeye gitmiş. Çocukları da başka kentlerde çalışıyor. Yalnızmış bu aralar. Sabahları sahilde koşuyormuş, hastalıklarla mücadele adına.GECEYARISI EKSPRESI
Sağolsun, beni yolcu etmeye geliyor. Yanyana olan terminalde/tren garında oturup son sohbetimizi yapıyoruz. Konu, amcanın Türkiye ile ilgili bildiklerine geliyor. “Sizde cezaevleri çok mu kötü?” diyor. Evet diyorum, Urfa’daki yangından söz ediyorum ve daha önce başka yerlerde olanlardan. Nereden bildiğini soruyorum. Bir film izlemiş. Ayrıntılarını aktarınca, bunun ‘Midnight Express’ olduğunu anlıyorum. Birkaç yıl önceye kadar, bu filmi, milliyetçilik adına kınayan büyük bir grup yurtdışı insanı vardı; “Türkiye’yi kötü gösteriyor” diye. Hâlâ kınıyorlar mıdır bilinmez. Geceyarısı Ekspresi’nden daha beterleri yaşanırken bu topraklarda, “ülkemizi kötü gösteriyorlar” demek için, beyinlerin kaç derecede yıkanmış olması gerekiyor acaba... Buradan, öteki Şili’yi keşfediyorum. Burada, İquique’de, yaklaşık 10 yıl önceki bir cezaevi isyanında 26 mahkum yakılmış (bkz. http://www.ipsnews.net/2001/05/chile-fasting-prisoners-protest-tragedy-in-iquique/ ). ‘Demokratik’ Şili, Türkiye’yle ne çok ortaklığın var... Ve işte tren garının hemen karşısı, bu cezaevi. Dün geçmiştim yanından. Şili’de katliam zihniyeti, geçmişe dair puslu bir anı değil artık gözümde... İSPANYOLCA’DA İNŞALLAH İşte otobüse biniyorum. Amca, “İquique’de bu şemsiyeyle gezersen, sana deli gözüyle bakarlar” diyor. Buraya yağış çok nadirmiş. Bu, bana Mersin’i anımsatıyor. Oraya ilk gittiğimde, şemsiye taşırdım; ta ki, dolmuşta, bir amca: “sen hangi kentten geldin? Şemsiye taşımana gerek yok; Mersin’de pek yağmaz” diyene kadar. Ama yanımda götürmeliymişim şemsiyeyi şimdi; çünkü Santiago’da yağabilirmiş. “Ojala Santiago’da yağmaz” diyor. Bu, aklıma, İspanyolca üstündeki Arap etkisini getiriyor. 711’den 1492’ye kadar İspanya’nın ve Portekiz’in büyük bir bölümünü elinde tutan Müslüman Arapların egemenliği, İspanyol diline çeşitli ifadeler getirmiş: ‘Ojala’, ‘inşallah’ın İspanyolcası. Bir kökenbilgisi sözlüğüne bakıyorum ( http://etimologias.dechile.net/?a.rabe ). - Sözlüğe göre, İspanyolca’da ‘al’la ve ‘az’la başlayan sözcükler, Arapça. Örneğin, alacran (akrep), albondiga (köfte), alcazar, aldea (köy), alfil (satrançta fil), alfombra (halı), algarabia (gürültü), algodon (pamuk), alhaja (mücevher), almacen (stok), almanaque (almanak), alqueria, alubia (fasulye), azabache, azafata (hostes), azafran (safran), azar (rastgele), azimutal, azofar (pirinç), azotea (çatı), azucar (şeker) veazulejo.
- Ortasında ‘h’ harfi olanlar, Arapça. Örneğin, alfahar, azahar (portakal çiçeği), almohada (yastık) ve zanahoria (havuç). - Sayılarla ilgili sözcükler, çoğunlukla Arapça. Örneğin, algebra (cebir), algoritmo, cifra ve adarme (nebze). - Kimyayla ilgili sözcükler, çoğunlukla Arapça. Örneğin, albayalde (beyaz kurşun), alcalino (alkali), alquimia (simya), ambar (amber, kehribar), aceite (yağ), alcohol, cafe, elixir, soda, tabaco(enfiye) vb.
- Çeşitli gökbilim terimleri, Arapça. Örneğin, Aldebaran, Alcor, Altair, Betelgeuse, Deneb, Rigel, Vega vb. - Çeşitli bitki ve çiçek adları, Arapça. Örneğin, acelga (pazı), albaca (fesleğen), alcachofa (enginar), alcanfor, alheña (kına), alfalfa (yonca), algarabia, algazul, alheli, altramuz, alubia, azafran, amapola (haşhaş), añil (çivit), azucena (zambak), azahar, espinaca (ıspanak), jazmin (yasemin), lila (leylak) vb. - Şekerle ilgili çeşitli sözcükler, Arapça: Azucar, cande, jarabe (şurup), sirope, zafra vb. - Çeşitli askeri-siyasal sözcükler, Arapça: Adalid, alcalde (başkan), alcaide (gardiyan), alferez (bayrak), alferza, alguacil (şerif), almirante (amiral), jegue vb. - Çeşitli ticaret terimleri, Arapça. Örneğin, aduana (gümrük), ahorro (tasarruf), maravedi vb. - Çeşitli mimarlık ve mühendislik terimleri, Arapça: Acequia (sulama kanalı), albañil (duvar ustası), alberca (yüzme havuzu), alcantarilla (lağım), aljibe (sarnıç) vb. - Çeşitli giysi adları, Arapça. Örneğin, albornoz (bornoz), chompa (kazak), mameluco vb. - Çeşitli mücevher adları, Arapça. Örneğin, ajorca (halhal), alhaja (mücevher) vb. - Çeşitli çalgı adları, Arapça. Örneğin, laud (kopuz),guitarra, rabel vb.
- Çeşitli yer adları, Arapça. Örneğin, Alicante, Almudena, Andalucia, Calatayud, Ceuta, Gibraltar, Guadalajara, Guadalquivir,Madrid vb.
- Ve diğer sözcükler: Ajedrez (satranç), asesino (suikastçi), azafata, ensaimada, jaqueca, serendipitoso, aceituna (zeytin), arroz (pilav), barrio (mahalle), chaleco (yelek), daga (hançer), faquir (Hint fakiri), gaban (kaban) ve daha niceleri... Bunların bir bölümü, İspanyolca’dan diğer Avrupa dillerine geçiyor... Arapların eski sömürgesi, ‘Yeni Dünya’yı haraca bağlayıp yeni sömürgeci olmuş. Ve hepsinin ötesinde, ‘ole’nin, Emevilerin ‘Allah Allah’ından geldiği ileri sürülüyor.***
ANTOFAGASTA’DA
İşte otobüsteyim. Kalkıyor 10:00’da. Pasifik kıyısı, sağımda; dağlar, solumda... Kahvaltı veriyorlar 10:45’te. Kaşarlı sandviç ve 190 ml’lik şeftali suyu. Yol boyunca bize eşlik eden sokak lambalarında güneş tabletleri görülüyor. Antofagasta’ya doğru gidiyoruz. 360 bin nüfuslu liman kenti, madencilik geliri dolayısıyla, Şili’deki en yüksek kişi başı toplam yerel gelire sahip kent. Aynı zamanda, ülkenin en pahalı kenti (bkz. http://www.municipalidadantofagasta.cl/ ). Antofagasta’nın girişinde gümrük kontrolü var. Yolcular, bavullarla birlikte indiriliyor. Elle arama yapılıyor. Sınırda değil ülke içinde olduğumuz düşünülürse, garip bir uygulama. 12:15’te iniyoruz, 15 dakika bekleyip geri biniyoruz. 16:00’da Antofagasta’ya varıyoruz. Otobüsün değiştirilmesi için, terminalde 15-20 dakika bekliyoruz. 16:30’da yola çıkıp Antofagasta’nın içine giriyoruz. Kent, İquique’den daha büyük. Yapıların yüksekliği de alan genişliği de bunu gösteriyor. Antofagasta’nın kumsalları da daha iyi görünüyor.FILM KUŞAĞI
Yeni otobüse biniyoruz. Güneş, Pasifik’ten battığı için, benim oturduğum tarafta. Antofagasta’yı geçtikten sonra, sarı çöl dağlarının arasına dalıyoruz. Burada, hiç bir yaşam belirtisi yok. Kaktüs bile yok. Sonra bir maden bölgesinden geçiyoruz. O arada, 17:00 gibi film koyuyorlar. Bu, ‘Source Code’ adlı 2011 yapımı film (bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Source_Code). Etkileyici bir film. Beğeniyorum. Filmin sonunda, bombacının beyaz Amerikalı çıkması da güzel. Çöllerden geçiyoruz yine. İkinci bir film koyuyorlar, suya sabuna dokunmayan. Bu, 2011 yapımı ‘Crazy, Stupid, Love.’ adlı film (bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Crazy,_Stupid,_Love. ). Üçüncü film de güzel. Bu, ‘Next’ 2007 yapımı Nicholas Cage filmi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Next_(film) ). Sıkmayan, sürükleyen bir film. Tam da yolculuğa yakışır... ŞILILI MADENCILER VE BIZ... Sonra 2010’da madencilerin mahsur kaldığı ve sonra mucize eseri olarak sağ kurtuldukları Copiapo kentine geliyoruz (bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/2010_Copiap%C3%B3_mining_accident ). Burada, bir kez daha otobüs değiştirtiyorlar. Tam bir rezalet. TurBus şirketini bir daha kullanmamalı. Yeni otobüse biniyoruz. 00:30’da yemek veriliyor: Salamlı sandviç ve 190 ml’lik ananas suyu. 1:30’da uyanıyorum. “Otobüs değişecek” diyorlar. Otobüs bozulmuşmuş ve bu bindiğimiz, 3. otobüs! Tarlaların arasında, soğuk altında bekliyoruz; yoldan geçen otobüslerden biri bizi alsın diye.Görevlilerde akıl yok; herkesi dışarı çıkarıyorlar, buz gibi soğukta. Yolcular arasındaki bebek, o gece bol bol öksürüyor onların yüzünden. Soğuktan dışarıda duramıyor insanlar artık. Çoğumuz, bir adım ileri gitmeyen otobüste öylece oturuyoruz, hatta uyuyoruz. Daha sonra bir otobüs alıyor bizi neyse ki... Aklıma, Şilili madenciler geliyor günlerce madenden çıkamayan... “Abartma” diyorum kendime; “alt tarafı soğukta bekledik”... Santiago yollarında ikinci kez sıkıntı yaşıyorum. Daha önce de Mendoza-Santiago Tüneli, kar nedeniyle kapandığından, gidememiştim Santiago’ya. İşte bu nedenle, N çiziyorum Güney Amerika’da (Sao Paulo, Curitiba, Buenos Aires, Mendoza, Salta, İquique ve Santiago). CISTAK CISTAK VE ŞILI MÜZIĞI Uyuyoruz. Bir film koyuyorlar sabah. Bu, 2011 yapımı ‘Win Win’ (bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Win_Win_(film) ). İzlemiyorum, çevreye bakınıyorum. Latin Amerika’da bindiğim tüm otobüslerde gösterilen filmlerin Holivud filmi olması, dikkatimi çekiyor. Yol üstünde, bir tarafta çalılar arasında kaktüsler, diğer tarafta ise rüzgar enerjisi çiftlikleri görüyoruz. Saat 09:00 gibi okyanus görünüyor yeniden. Hızla değişiyor coğrafya. Tipik Akdeniz köylerinden geçerken, kaktüs tepelerinde buluyoruz kendimizi birden. 11:30’da, Şilili bir yolcu, cep telefonundan cıstak cıstak parçalar çalmaya başlıyor. Sinir oluyorum. Zaten Santiago’ya az kaldığından, pil harcamayı göze alarak cebi açıyorum, Şili müziği dinliyorum. Bu ne yaman çelişki Ahmet Abi? Şilililer, cıstak cıstak dinliyor; bense Şili müziği... (Türkiye’ye gelmiş bir yabancı olsaydım, aynısını yaşama olasılığım yüksekti.) Gelsin o zaman yolda dinlediğim İnti İllimani parçalarından biri! (Gerçi, İngilizce bir parça; tam da Şili müziği denemez; ama İnti İllimani’nin bir albümünde yer alıyor sonuçta.)YALNIZ DEĞILIZ
Yorulmayacağım bu yoldan yürürken Bir mumdur gülüşün, yorulmayacağım Zayıf düşmeyeceğim tehlike karşısında Ama yanıma yaklaş sen Yalnız değiliz, yalnız değiliz. Yaralı bir dost gibidir dünya Yarının kırılgan umudusun sen ey ufaklık Bir akbaba olabilirsin bir anda Açarak cesurluk yüklü kanatlarını, uçarak Bir öykü anlatıyor ağaçlar Suları ısıtan yanan bir güneş gibidir yıldızlar Yolculuğumuzu kederden arındıran bir güçtür rüzgar Kaptanlık ediyor özgürlük gemisine kadınlar, yol alıyorlar Cesurluk dolu yaratıklar kırılmaz bir zincir örüyorlar Kalbim gibi kırılabilir onlar Gerilimi karşılamalı bağlar, çekmeliler onlar Ağlayan bir iniş gibi perde perde, yol almadalar İnsanların çiçeğini alev alan çeliğe çeviren o güç var ya Kullanabilir miyiz sıcaklığı, Lehimlemek için böyle bir zinciri, bulabilir miyiz Yorulmayacağım bu yoldan yürürken Bir mumdur gülüşün, yorulmayacağım Zayıf düşmeyeceğim tehlike karşısında Ama yanıma yaklaş sen Yalnız değiliz, yalnız değiliz. Söz-Müzik: Holly Near İngilizce özgün metinden çeviren: Ulaş Başar Gezgin, 29.11.2008, Ho Çi Min Kenti, VietnamAğsayfası:
http://ulas.teori.org/index.php?option=com_content&task=view&id=673&Itemid=9 İnti İllimani, ‘Sing to me the Dream’ (Düş’ün Şarkısını Söyle Bana) Albümü (1984) Dr. Ulaş Başar Gezgin Latin Amerika’da Bir Gezgin: http://latinamerikadabirgezgin.blogspot.com/ Facebook/Yüzdefteri: http://www.facebook.com/gezginulas Facebook/Yüzdefteri Yazar Sayfası: http://www.facebook.com/Ulas.Basar.Gezgin Ulas Basar Gezgin Okurları: http://www.facebook.com/groups/214939625258670/ Twitter:http://twitter.com/#!/gezginulas E-mail: ulasbasar@gmail.com 2011 Sonrasındaki Şiirler: http://gezginulas.blogspot.com Kendi Sesinden Şiir Kaydı: http://soundcloud.com/ulas-basar-gezgin Gezgin Kaynakça (Tüm Yapıtları): http://www.scribd.com/doc/70192554Posted by gezgin
at 9:16 AM
Email This
BlogThis!
Share
to Twitter
Share
to Facebook
Share
to Pinterest
Labels: Antofagasta
,
Copiapo
,
günce
,
Inti İllimani
,
Iquique
,
Latin Amerika
,
Latin Amerika Güncesi,
Latin Amerika'da Bir Gezgin,
Santiago
,
Şili
,
Ulas Basar Gezgin
,
Ulaş Başar Gezgin
Location: Ñuble 646-690, Santiago, Santiago Metropolitan Region,Chile
NO COMMENTS:
POST A COMMENT
Newer Post
Older Post
Home
Subscribe to: Post Comments (Atom)BLOG ARCHIVE
* ▼ 2012
(27)
* ▼ June
(26)
* Santiago’da Son İki Gün: Küba Hazırlığı * Santiago’da İkinci Gün * Santiago’da İlk Gün * İquique’den Santiago’ya * İquique’den Ayrılırken * Şili Gazetesinde Bir Haber * Şili’de Muhteşem Yılbaşı! * Şili’de Üçüncü Gün: Isınma Turları * Şili’de İlk İki Gün * Arjantin’den Şili’ye Geçerken * Salta’dan Son İzlenimler * Mendoza’dan Salta’ya ve Salta’da İlk Gün * Arjantin’den Ayrılamazken, Şarap Başkentinde * Arjantin’den Ayrılırken * Arjantin’de Tango Mevsimi * Arjantin’de Beşinci Gün* Ben Buenos Aires!
* Buenos Aires’te Üçüncü Gün * Buenos Aires’le Sohbet * Buenos Aires’ten İlk İzlenimler * Curitiba’dan Buenos Aires’e Giderken * Curitiba’da Dördüncü ve Son Gün * Curitiba’da Üçüncü Gün * Curitiba’da İkinci Gün * Curitiba’da İlk Gün * Sao Paulo’dan Curitiba’ya Geçerken* ► May
(1)
ABOUT ME
* gezgin
Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin’in Yaşam Öyküsü 1978 İstanbul doğumlu Gezgin, Türkiye, Vietnam, Tayland ve Malezya’da 20 yıl ders verme deneyimine ve Yeni Zelanda (doktora), Avustralya (ortak proje) ve Latin Amerika’da (gazetecilik) araştırma deneyimine sahip bir akademisyen-yazardır. Eğitimini Darüşşafaka (1989-1996), Boğaziçi Üniversitesi (Eğitim Bilimleri, lisans, 2000; Sosyal Psikoloji, yüksek lisans 2002), ODTÜ (Bilişsel Bilimler, doktora, 2006) ve yurtdışında (2009, üniversite düzeyinde ders verme yetkisi, Avustralya; Darmstadt Teknik Üniversitesi, Şehir Plancılığı, yüksek lisans, 2011) tamamlayan Gezgin’in toplam 109 kitabı bulunmaktadır. Akademik çalışmalar dışında, çeşitli dergi ve gazetelere köşe yazıları yazmakta; şiir, şarkı sözü, şarkı, deneme, yazınsal inceleme, öykü, film öyküsü, film çözümlemesi, tiyatro oyunu, masal ve roman türlerinde yapıtlar vermekte ve çeşitli ülkelerden şairleri ve şarkıcıları Türkçe’ye kazandırmaktadır. Ayrıca henüz gün yüzü görmemiş 100’ü aşkın bestesi bulunmaktadır. Çeşitli çalışmaları 12 dile (Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Japonca, Vietnamca, Tayca, Gürcüce ve Azerbaycanca) çevrilmiştir. View my complete profile Travel theme. Powered by Blogger .Details
Copyright © 2023 ArchiveBay.com. All rights reserved. Terms of Use | Privacy Policy | DMCA | 2021 | Feedback | Advertising | RSS 2.0